Berrak Nilhan Karaca

Dünya ekonomisinde ve ekonomi sistemlerinde çok önemli gelişmelerin arifesindeyiz. Çarklar yavaşça ve sakince dönmesi gerektiği yönde dönüyor ve bizleri büyük olaylara hazırlıyor.

Bu yazımızda Dünya ve Türkiye ekonomisinde geçmişte yaşanan önemli gelişmeleri, şu anki durumu ve geleceğe dair öngörülerimizi ele almayı amaçlıyoruz. Geçmişte yaşananları bugünü ve geleceği öngörebilmek amacıyla kullanacağız.

Türkiye’deki en ağır ekonomik kriz kuşkusuz 2001 yılında yaşanandı. 2000 yılının Kasım ayında TL’ye yönelen spekülatif saldırı sonrasında bankalardaki likidite krizini 2001 yılının Şubat ayındaki siyasi kriz izledi. Halk krizin en ağır etkisini Şubat ayındaki siyasi krizden sonra yaşamaya başladı. Halbuki gökyüzü bu durumu 2000 yılının bahar aylarından itibaren hazırlamaya başlamıştı. Bu dönemde Jupiter ve Satürn Boğa’da; Neptün ve Uranüs Kova’da idi ve bu gezegenler birbirlerine kare açı yapıyorlardı. Siyasi krizlerin temelini Satürn&Uranüs karesi, likidite krizini Jupiter&Satürn kavuşumu, spekülatif saldırıların temelini Neptün&Jüpiter karesi oluşturdu. Kriz sonrasında Türkiye’de ekonomi yeniden yapılandırıldı. Özelleştirilme teşvik edildi ve rekabetin artması amaçlandı. Çünkü Boğa burcu maddeyi, güvenceyi ve parayı temsil eder.Bu burçta kavuşan ve ekonomik göstergeler için kullanılan Jüpiter&Satürn, ekonomi sistemi için yeni ay görevi gördü. Ekonomi alanında yeni başlangıçlara ve yeniden yapılandırılmalara imza atıldı.

2001 Krizi’nden sonra hafızalarımızda yeri halen canlı olan ve ABD’den başlayarak Avrupa’ya sıçrayan 2008 Mortgage Krizi var. Bu krizin de gözle görünür hale gelmesi 2008 yılının Ağustos ayıdır. Bununla bilikte aynı 2001 Krizi gibi, gökyüzünün hazırlık süreci 2007 yılının başına dayanır. Yay burcudaki Jüpiter, aşırı büyüme hırsı, aşırı risk alma arzusu getirdi ve bunlar krizin ana sebepleriydi. Alınan büyük riskler, çekilen krediler, gayrimenkul yatırımları büyük bir patlamaya sebep oldu. Yay burcunda Jüpiter&Plüton kavuşumu yaşandı. Astrolojik olarak bu kavuşum; yatırımcılar ve büyük fonların arka planda döndürdüğü inanılmaz yüksek meblağlarda ve büyük bir gücü temsil eden paralar olarak yorumlanabilir. İşte bu krizle birlikte bu hadsiz hesapsız paranın ev fiyatlarının düşmesiyle birlikte eriyip gittiğini gözlemledik.

Şimdi sizleri ekonomik krizlerden bir parça uzaklaştırıp etkileri hala süren bir siyasi kriz dizisine götürelim. Elbette 2010 yılının Aralık ayında başlayan Arap Baharı’ndan bahsediyorum. Diktatörlük, siyasi yozlaşma, usülsüzlükler, kötü yaşam koşulları, gıda enflasyonu, ifade kısıtlaması ve gelir dağılımındaki dengesizliklere yönelik yapılan kolektif bir özgürlük mücadelesi olarak başladı. Arap Baharı’nı az önce bahsettiğim krizlerden ayıran özelliği ise aniden olmasıdır; çünkü bu özgürlük mücadelesinin baş kahramanı Uranüs’tür. Uranüs aniden gelişen olaylardan, patlamalardan, isyanlardan ve özgürlükten sorumludur. Jüpiter&Uranüs kavuşumu ise astrolojik olarak büyük radikal fikirler ve özgürlük inancı olarak yorumlanabilir. Jupiter ve Uranüs ilk olarak 2010 yılının Haziran ayında Koç burcunda kavuşarak yaşanacak olaylara zemin hazırlamaya başladı. Koç burcu liderleri temsil eder. Yapılacak büyük özgürleşme hareketinin liderlere karşı olması bunun sonucudur. Sonrasında bu ikili Eylül 2010 ve Ocak 2011’de Balık burcunda kavuştu. Olayların kolektif bir isyana dönüştüğünü gözlemledik. Ocak ayı Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta isyanların en yükseldiği zamandır; çünkü isyanın başlamasına sebep olan genç hastanede günlerce can çekiştikten sonra Ocak 2011’de ölmüştür. Sonrasında hem Jüpiter hem Uranüs liderleri temsil eden Koç burcuna giriş yaptı. Kuzey Afrika’daki bazı hükümetlerin devrilmesine, bazılarının yenilenmesine ve Suriye’de halen devam eden iç savaşa sebep oldu.

Peki bugünkü durum nedir? Şu anda 2001 ve 2008 krizinden önceki hazırlık sürecine benzer bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz. Son senelerde önemli gelişmelerin; anlattığımız üç olayda olduğu gibi Jupiter, Uranüs, Neptün, Satürn, Plüton’un kavuşum açılarında gerçekleştiğini görüyoruz ki bu türden kavuşum açılarına 2020’de bol bol rastlayacağız. 2024’te ise Jupiter&Uranüs, madde, güvence ve paranın burcu Boğa’da kavuşacak. Bu dönem Arap Baharı’na benzer bir duruma sebep olacak; fakat bu sefer özgürleşme hareketinin hedefi iktidarlar, diktatörler değil de artık demode olmuş, işlemeyen ekonomik sistemler, yani kapitalizm olacak gibi görünüyor.

2015-2016 Eylül ayları arasında, ABD Merkez Bankası’nın faiz arttırımı konusundaki kararsızlıklarına tüm gelişen ülke ekonomileri olarak maruz kaldık. Bu tarihler arasında Neptün, Satürn ve Jüpiter’e kare açılar yapıyordu ve değişken burçlarda T-Kare açı kalıbı oluşturuyordu. Neptün spekülasyon, belirsizlik ve kararsızlık yaratır. Bu açının aynısını 1999-2000 yıllarında yaşamıştık. O dönemde de TL spekülatif saldırıya mağruz kalmıştı. Bununla birlikte krizin patlaması 2001 yılını buldu.

Geçen hafta Merkür&Satürn kavuşumu vardı ve Türkiye’yi ciddi anlamda etkiledi; çünkü Türkiye’nin natal haritasında da Merkür&Satürn kavuşumu mevcuttur. Merkür ticareti temsil eder, Satürn daralma demektir. Geçen hafta hem ihracatta hem de ithalatta ciddi bir zayıflama mevcuttu.

Bildiğiniz gibi Amerika başkanını Donald Trump olarak seçti. Donald Trump bir işadamı ve yatırımcıdır. Oluşturacağı kabinede de sermaye ve iş odaklı kişilerin bulunma ihtimali yüksek. Amerika bir dahaki başkanını 2020 yılının Kasım ayında seçecek. Amerika’nın özellikle para evlerini bağlayan Jupiter, Satürn, Plüton kavuşumları Donald Trump’ın başkanlık sürecinin sonuna doğru olacak. Kısacası 2020’de yaşanacak gelişmelerin hazırlık sürecinde Donald Trump’ın önemli bir yeri olmasını bekleyebiliriz. Amerika ve Donald Trump’ın haritalarını birlikte incelediğimizde, bu hazırlığı Amerika’nın ticaret ile ilgili bazı kısıtlamalar yolu ile yapacağını düşünüyoruz. Çünkü Donald Trump’ın kısıtlamardan sorumlu Satürn’ü Amerika’nın para evinde bulunan ve ticareti simgeleyen Merkür ile kavuşum yapıyor.

Peki, 2017’de Türkiye’yi ekonomi açısından nasıl bir yıl bekliyor? Bu yıl genel olarak hane halkının “Kazanacağım, mücadele edeceğim ve ne olursa olsun hayatta kalacağım.” Dediği bir yıl olacağa benziyor. Bununla birlikte dış ülkelerle olan ticari ilişkilerimizin ve ülkenin para durumunun daha olumlu seyredeceği bir yıla benziyor. Şubat ve Ağustos aylarının önemli değişim rüzgarlarını estiren aylar olacağını düşünüyoruz. Bu aylarda Türkiye astrolojik haritasının parayla alakalı burçlarında Güneş ve Ay tutulumaları gözlemleyeceğiz. Şubattaki tutulma daha pozitif hissedilirken; Ağutos ayındaki tutulmalar biraz daha mücadeleli geçebilir; ülkenin parasını ilgilendiren konularda ani değişimler söz konusu olabilir. Her bir tutulmanın ülke liderlerini yakından ilgilendirecek durumları ortaya çıkarabileceğini düşünüyoruz.

Sonuç olarak astrolojik göstergeler doğrultusunda ekonomik krizin giriş kapısındayız ancak bu bir çıkış yolumuz olmadığını göstermiyor.

Sevgiler,
Berrak Nilhan Karaca