Merve Çubuktepe

2016 yılında astrolojik anlamda en önemli göksel olay satürn-neptün kare açısı olacak şüphesiz. birbirine son derece zıt bu iki kavramın bize anlattığı mesajlar önümüzdeki yıl gerçekleşecek pek çok olayda gözlemlenecek gibi görünüyor.

"quot;sonsuzluk kaç saniye sürer?"quot;

grimm kardeşlerin bir masalından bir soru. zamanında büyük bir hükümdar çobanın oğluna bu soruyu sormuş. çoban’ın oğlu da şöyle cevap vermiş:

"quot;kafdağı’nın ardında elmastan da sert bir dağ vardır. bu dağın yüksekliği bir saat, genişliği bir saat, derinliği de bir saat sürer. buraya her yüzyılda bir, bir kuş gelir, gagasını sürterek biler. kuşlar tarafından sürtüle sürtüle dağ aşınıp ortadan kalkarsa işte o zaman sonsuzluğun ilk saniyesi geçmiş olacaktır."quot;

işte bu hikayedeki gibi kimi zaman sonsuzluk bu kadar uzun bir süredir, elmas bir dağı minik bir kuşun gagasıyla oyup en sonunda ilk kez dağın ötesini gördüğü an kadar uzundur. ancak o dağın ötesinde bambaşka bir dünya vardır bizi bekleyen! işte bu göksel olay da aslında o kuşun hikayesidir. aslında ne kadar imkansız görünse de dağın öteki tarafına sabırla ulaşmayı denemek ve en sonunda aslında bizim için çok daha güzel bir yola yürümeye başlamaktır. ancak satürn-neptün karesinin de bize sorduğu önemli üç soru var: nerede, ne zaman ve nasıl?

satürn; daralma, disipline olma, sınırlar, zamanın kudretini anlamak, kısıtlanmak, sorumluluk almaktır. satürn kişiyi odaklanmaya, sabırlı olmaya ve çaba göstermeye yönlendirir. neptün ise; kabullenmek, merhamet, bütünleşmek, akışa bırakmak, çözülmek ve hatta dağılıp gitmektir. neptün kişiyi satürn’ün aksine inat etmeyip akışla hareket etmeye, değiştiremeyeceği olaylar karşısında kabullenmeye yönlendirir. birbirinden son derece alakasız kavramlar değil mi? bu iki gezegenin yıl boyunca sürecek karesi de bizi sürekli bu ikilemde bırakacak şüphesiz.

satürn-neptün karesinde asıl sınav ne zaman durmamız ne zaman ise yılmayıp kararlılıkla devam etmemiz gerektiğini belirlemektir. bazı dönüm noktaları vardır ki ne yaparsak yapalım kontrolümüz dışına gelişen olaylar yüzünden asla istediğimiz sonuçları alamayız. bundan ötürü artık zorlamayı bırakıp işi gerçekten oluruna bırakıp akışla hareket etmemiz gerekir.

bazen sürekli yumruklayıp kırmaya çalıştığımız kapı yerine tam yanında aslında bizi çok daha iyi bir yere götüren ve kilitli olmayan bir kapı olabilir yanı başımızda. ama kendi derdimizle o kadar meşgulüzdür ki hemen yanımızda başka bir kapı olduğu aklımıza gelmez, hatta başımızı kaldırıp bakmayız bile. işte bu satürn’ün olumsuz kullanımıdır, durma vakti gelmesine karşın durmamak; büyük bir dalga gelirken inatla ters yöne yüzmek. kırmaya çalıştığınız elmas dağ doğru dağ mı? ötesindeki yol gerçekten size ait mi?

tam tersi bazen de öyle anlar vardır ki, gerçekten düş kırıklığına uğramışızdır; tüm çabalarımıza rağmen olaylar beklediğimizden çok daha alakasız hatta bizi zorlayan ve üzen yönlere gider. ama içten içe hala yapmamız gereken şeyler olduğunu biliriz, hala olayları değiştirecek gücünüz olduğunu ağzımız ne kadar inkar etse de kalbimiz bilir. ama buna rağmen yorulduğumuz için her şeyi bırakıp gitmek ve kaybolmak isteriz. pes diye haykırma isteğidir bu. oysa ki belki sadece o son adımı atıp son çabayı harcasak olaylar bir anda çorap söküğü gibi gelişecektir. işte bu da neptün’ün olumsuz kullanımıdır, hala yapılacak şeyler ve umut varken adım atmamak belki de çıkışa bir adım kalmışken kaçıp gitmek. belki bir kere daha o dağa vursaydınız yol açılacaktı. belki de sadece tek vuruş kalmıştı sizi gerçek yolunuzla buluşturacak olan.

işte hangisi ne zaman ve nasıl yapacağımız da satürn-neptün karesinin sınavıdır. satürn yay burcunda, neptün ise balık burcunda olduğu için özellikle inançlar, hayat görüşümüz, hukuki ve dini konularda bu tür ikilemler yaşayabiliriz. unutmayalım ki neptün sisleri kaldıran çözen gezegendir, satürn ise kimi zaman acımasız ama doğruları söyleyen bir öğretmen. yani bu anlama ve yeniden yapılandırma sürecinde yüzleşmekten kaçtığımız bazı gerçekler bir anda karşımıza çıkabilir ve bunlarla karşılaşmak gerçekten pek de hoş olmayabilir. çünkü yüzleşmeler sadece bir insanı tanımamızı sağlamaz aslına, bir yandan da kendimizi daha iyi tanımamızı, kimi zaman inkar ettiğimiz özelliklerimizi kabullenmemiz için fırsat olur. işte bu kare de hem çevremizi daha iyi tanımamızı sağlarken hem de bizlere ayna olacak bir göksel oluşum. bu açıda en zorlu sınavlar değişken burçlar olan yay, balık, ikizler ve başak burçlarına gelebilir. başak ve balık jüpiter’in olumlu etkisinden bir nebze rahatlıyor, ancak özellikle yay ve ikizler burcu çok dikkatli olmalı, mantık ve sağduyunun rehberliğine güvenmeli.

makro anlamda bu sene şimdiden etkilerini gördüğümüz uluslararası siyasi konularda gizli kapaklı çok büyük olayların ortaya çıkışını, özellikle inanç, felsefe, din ve yayıncılık gibi konularda suistimal edenlerin, kendi haksız düzenlerini kuranların ibret verici şekilde yaptıklarıyla yüzleşmelerinin ve hatta cezalandırılışlarını izleyebiliriz. özellikle 6 aralık itibariyle mars-uranüs-plüton t kare açı kalıbının da aktifleşmesi ile ani yıkıcı olaylar, büyük siyasi restleşmeler ve hatta yazmayı bile istemiyorum şiddet olayları, saldırılar görülebilir. umuyorum ki kimseye bir zarar gelmeden aralık ayını atlatırız.

hepimizin kendi yolculuğunda kaf dağının ötesine ulaşıp kendi mutlu yolunda yürümesi dileğiyle.